|

VAKIA SÛRESİNİN TEFSİRİ VE GÜNÜMÜZE MESAJLARI (II)

Okuma süresi: 2 dakika

VAKIA SÛRESİNİN TEFSİRİ VE GÜNÜMÜZE MESAJLARI (II)

Dr. Vehbi KARAKAŞ

Allah (cc) buyuruyor:

اِذَا وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُۙ 

لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌۘ 

“Büyük olay gerçekleştiği (kıyamet koptuğu) zaman;

Onun oluşunu yalanlayacak hiç kimse bulunmayacaktır.” [1]Vakıa, 96/1-3 Neden? Çünkü herkes kıyameti yaşıyor olacak. Depremi yaşıyor olan insan, “deprem yoktur” diyebilir mi? Kıyameti yaşıyor olan da “kıyamet yoktur” diyemeyecek. Bu ayetle denilmek istenen şudur: Bugün inanmadığınız şeyleri, yarın karşınızda ve içinde bulacaksınız, inkâr edemeyeceksiniz. Akıllı olun, her şeyin dizgini elinde olan Allah’a teslim olun. Onun “yapın” dediklerini yapın, “yapmayın” dediklerinden uzak durun. Kıyametin başınıza koptuğunu gördükten sonra yapacağınız tevbe kabul edilmeyecek, ettiğiniz iman, iman sayılmayacaktır. Nitekim kızıl denizde suların içinde boğulacağını anlayan Firavun da:

  • اٰمَنْتُ اَنَّهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا الَّـذٖٓي اٰمَنَتْ بِهٖ بَنُٓوا اِسْرَٓائٖلَ وَاَنَا۬ مِنَ الْمُسْلِمٖينَ 

“Ben de inandım ki İsrâiloğulları’nın iman ettiği Allah’tan başka tanrı yokmuş! Ben de artık kendini O’na teslim edenlerden biriyim.” [2]Yunus, 10/90 Dedi. Dedi ama sözü kabul görmedi. Allah’ın ona cevabı şöyle oldu:

آٰلْـٰٔنَ وَقَدْ عَصَيْتَ قَبْلُ وَكُنْتَ مِنَ الْمُفْسِدٖينَ 

 “Şimdi mi (aklın başına geldi zavallı)? Halbuki sen daha önce hep baş kaldırmış ve bozguncular arasında yer almıştın.[3]Yunus, 10/91

Ne acı bir gerçektir ki Firavunun ne tevbesi ne de imanı kabul edildi. İmansız ve zalim bir şekilde bu dünyadan ebedî cehenneme göçüp gitti.

Vakıa suresinin işte bu لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌۘ  ayeti diyor ki: Ey zalim ve kâfirler! Siz de imansızlığınızın, zulmünüzün ve rezaletlerinizin içinde boğulacaksınız, o an siz de iman etmeye kalkışacaksınız, ama imanınız kabul edilmeyecektir. Bu dünyada zulüm ettiğiniz masum ve mazlumların cennetleri ve keyifleri, ahirette siz cehennemde iken size gösterilecek, cennet yiyeceklerinden bize de atın diye onlara yalvaracaksınız, ne acıdır ki bu talebiniz de kabul edilmeyecektir. [4]Bkz. A’raf, 7/50

خَافِضَةٌ رَافِعَةٌۙ 

“Kıyamet, alçaltıcıdır, yükselticidir.” [5]Vakıa, 96/3 Bu dünyada büyüklenen, gücünü zulüm aracı olarak kullanan, katliamlar gerçekleştiren zalim kâfirleri ve onları destekleyenleri alçaltacak, rezil rüsva edecek, cehennemin dibine atacak; yerleri-yurtları bombalanan, aç ve sefil bırakılan, şehid edilen masum ve mazlum Müslümanları da cennetlere yükseltecektir. [6]Bkz. hatimdersi.com/2015/07/vakia-suresi-elmall-hamdi-tefsiri.html

اِذَا رُجَّتِ الْاَرْضُ رَجاًّۙ 

وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَساًّۙ 

فَكَانَتْ هَبَٓاءً مُنْبَثاًّۙ 

وَكُنْتُمْ اَزْوَاجاً ثَلٰثَةًؕ 

فَاَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَٓا اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِؕ 

وَاَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِ مَٓا اَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِؕ 

وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَۙ 

Kıyamet koptuğu, “Yer şiddetle sarsıldığı zaman;
Dağlar paramparça olduğu,
Toz duman haline geldiği; 
Sizler de üç gruba ayrıldığınız zaman. (Bunlardan):
Biri, amel defteri sağından verilenlerdir; ne mutlu o sağından verilenlere!
Diğeri amel defteri solundan verilenlerdir; ne perişandır o solundan verilenler! 
Bir diğeri de önde olanlar; (erdemde, amelde ve ödülde) önde gidenlerdir.” [7]Vakıa, 96 /1-10

اُو۬لٰٓئِكَ الْمُقَرَّبُونَۚ 

فٖي جَنَّاتِ النَّعٖيمِ 

“İşte Allah yakını kılınmış olanlar da bunlardır. Bunlar, nimet cennetlerindedirler.” [8]Vakıa, 96/ 11-12

Acaba bu “Allah yakını kılınmış olanlar” kimlerdir? Bunlar:

  1. “Allah ve resulüne ilk iman edenler, ilk muhacirler, iki kıbleye doğru da namaz kılmış sahâbîler”dir, diyenler olduğu gibi:
  2. Dünyada iken iyilik yapma ve kötülüklerden sakınma hususunda öncü konumunda olan ve âhiret mutluluğunda da en önde olmayı hak eden bütün insanlar kast edilmiştir. [9]Bkz. Es-Sâbûnî, Safvetü’t-Tefâsîr, 3/289; Bkz. Kur’an Yolu Tefsiri

diyenler de olmuştur. Biz de her iki maddede anlatılanların hepsidir, dersek Allahu a’lem yanlış söylemiş olmayız.

12. ayette “Naîm cennetleri” tabiri geçti. “Naîm” cennetin değişik adlarından biridir. Nimetlerle ve mutluluklarla dolu cennet, demektir. Genel anlamda cennet, ebedî saadet yurdu ve ebedî bir hayatın yaşanacağı alem demektir. Cennetin bundan başka:  Firdevs, [10]Kehf, 18/197 Adn, [11]Beyyine, 98/7-8 Nâim, [12]Şuara, 26/85 Daru’l-Huld,  [13]Fussılet, 41/28 Me’va, [14]Becm, 53/15 Daru’s-Selâm [15]Yunus, 10/25 ve İlliyyûn. [16]İbn Kesîr, IV/486-487 islamansiklopedisi.org.tr/illiyyin Adında daha başka adları da vardır. Yeri geldikçe onlar hakkında da bilgi verilecektir inşallah. Allah hepimize bu dünyada düzgün, ahlaklı, adaletli, merhametli bir ömür sürmeyi, cennetlere layık, sağlıklı ve huzurlu bir hayat yaşamayı nasip eylesin.


Dipnotlar

Dipnotlar
1 Vakıa, 96/1-3
2 Yunus, 10/90
3 Yunus, 10/91
4 Bkz. A’raf, 7/50
5 Vakıa, 96/3
6 Bkz. hatimdersi.com/2015/07/vakia-suresi-elmall-hamdi-tefsiri.html
7 Vakıa, 96 /1-10
8 Vakıa, 96/ 11-12
9 Bkz. Es-Sâbûnî, Safvetü’t-Tefâsîr, 3/289; Bkz. Kur’an Yolu Tefsiri
10 Kehf, 18/197
11 Beyyine, 98/7-8
12 Şuara, 26/85
13 Fussılet, 41/28
14 Becm, 53/15
15 Yunus, 10/25
16 İbn Kesîr, IV/486-487 islamansiklopedisi.org.tr/illiyyin

Diğer Makaleler