YILBAŞI HİÇ BÖYLE ANLATILMADI (FARKLI BİR BAKIŞ)
Dr. Vehbi KARAKAŞ
Allah Teâlâ, kâinatın bir mabed olduğunu, içindeki her varlığın ibadet eden birer abid olduğunu ilan etmiş ve şöyle buyurmuş:
تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ فٖيهِنَّؕ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ وَلٰكِنْ لَا تَفْقَهُونَ تَسْبٖيحَهُمْؕ اِنَّهُ كَانَ حَلٖيماً غَفُوراً
“Yer, gök ve bunlarda buluna her şey Allah’ı tesbih ediyor. (Ona ibadet ediyor. Onu anıyor, Onu anlatıyor ve Onu hatırlatıyor). Fakat siz onların tesbihini anlamıyorsunuz. Şüphesiz Allah halimdir ve bağışlayıcıdır.” [1]Bkz. İsra, 17/44; Cuma, 62/1; Hicr, 15 / 85 “Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar, gerçekten Allah’ı tesbih etmektedir.” [2]Nur, 24/41 “Öyleyse) Sen de Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol.” [3]Tâhâ,15/98
Bu ayetlerin tesbitine göre madem evrende olan her şey ve herkes, ibadet halinde, Allah’ı anıyor ve Allah’ı anlatıyorlar öyleyse bu alem ve bu kâinat bir mabettir, bir camidir. Hem de eşi, emsali bulunmayan bu kâinat mabedi, selatin camilerin mimarlarına ilham kaynağı olmuştur. Gök, bu mabedin kubbesi, güneş ana avizesi, ay gece lambası, yıldızlar da kandilleridir. Madem kâinat ve evren bir mabettir, her şey o mabette görevleriyle ciddi ibadet halindedirler, öyleyse böyle bir mabette, her şeyin namaz kıldığı yani görevini ciddiyetle yaptığı bir mabette eğlence olmaz. Hele yılbaşı adı altında çılgınca kutlamalara, günahlara ve haram eğlencelere asla tenezzül edilmez. Neden? Çünkü ey hanımefendiler ve beyefendiler, ey inananlar ve inanmayanlar hepiniz mabettesiniz. İnansanız da, inanmasanız da hepiniz, kâinat mescidinin ve camisinin içindesiniz.
Camide dans edilmez.
Mabette yatak kıyafetine benzer kıyafetlerle müstehcen bir şekilde dolaşılmaz.
Günah işlenmez.
İçki içilmez. Kumar oynanmaz.
Piyango bileti alınmaz, satılmaz.
Fuhuş yapılmaz.
Cinayete, hiyanete, hırsızlığa, yolsuzluğa tenezzül edilmez.
Yalana, yağmaya, kavgaya ve zulme teşebbüs edilmez.
Neden?
Çünkü camidesiniz. Allah’ın evindesiniz.
Mimarı Allah olan, taşı-toprağı, canlısı-cansızı Allah diyen kâinat ve evren adında bir mabedin içinde bulunmaktasınız. Mabette eğlence programları düzenlenmez, konserler verilmez.
Madem kâinat ve evren bir mabettir, her şey o mabette görevleriyle ciddi ibadet halindedirler, öyleyse böyle bir mabette, her şeyin namaz kıldığı yani görevini ciddiyetle yaptığı bir mabette eğlence olmaz. Hele yılbaşı adı altında çılgınca kutlamalara, günahlara ve haram eğlencelere asla tenezzül edilmez. Neden?
Çünkü camidesiniz. Allah’ın evindesiniz.
Bu mübarek Anadolu toprakları, veliler otağı, şehitler yatağıdır. Hâla bu vatan için şehit vermeye devam ediyoruz. Bu topraklar için Âkif:
“Şüheda gövdesi bir baksana dağlar, taşlar, O rükû olmazsa dünyada eğilmez başlar.” Diyor. Öyleyse değerli kardeşlerim, dikkat edeceğimiz hususlar şunlar olmalı:
1-Bu dünya, ehl-i dünyanın oyun alanıdır, ama aklı başında olanlara, Allah’a ve Onun gönderdiği Kur’an’a inananlara göre bu dünya bir mabettir. Mabette vur patlasın, çal oynasın tarzında oyun-eğlence olmaz. Bu dünya ahiretin bir tarlasıdır. Tarlada ter vardır, çalışma vardır. Bu dünya Allah’ın isimlerinin aynasıdır. Aklı başında olanlar, her varlıkta Allah’ın isimlerinin cilvelerini seyrederler, tefekkür ederler, “ne güzel” demezler, “ne güzel yaratılmış” derler. Güzelliği, yaratılmışa değil, Yaradan’a bağlarlar. Aklı başında olanlara ve vicdanı bozulmamış, Allah’ı unutmamış kimselere göre be dünya oyun ve eğlence yeri değil, imtihan salonudur. İmtihan salonunda, herkes sınav sorularına cevap vermekle meşgul olur. Sınav salonunda eğlenenler, sınavı kaybederler. Sınav salonunda sınav bitinceye kadar kimseye dokunulmaz. Sınav salonunda belli bir müddet kimseye dokunulmaması, dokunulmayacağı anlamına gelmez. İşte bir sınav salonu olan ve bir mabed olan bu dünyada da eylenenlere belli bir müddet dokunulmaması dokunulmayacağı anlamına gelmez. Allah açık açık haber veriyor: “Zalimlerin yaptığından Allah’ın habersiz olduğunu sanma. Biz, onların (Allah tanımazların, dünyayı oyun-eğlence yeri sananların, haram ve günahlarla yatıp kalkan zalimlerin) hesabını gözlerin kamaşacağı bir güne bırakıyoruz.” [4]İbrahim, 14 /42 “Ben onlara mühlet veriyorum. Benim tuzağım çok kuvvetlidir.” [5]A’raf, 7 / 183
Kanuni Sultan Süleyman, meyve ağaçlarını saran karıncaların durumunu beyitlerle Ebussuud Efendi’ye sorar:
Ağaçları sarsa eğer karınca,
Zarar var mı karıncayı kırınca.
Ebussuud Efendi’nin cevabı âlime yakışır tarzda olur:
Yarın Hakk’ın divanına varınca
Süleyman’dan alır hakkın karınca
Karıncanın hakkını Padişahın yanına koymayan Allah, hangi zalimin yaptığını yanına koyar?
2-Eğlencelerimiz, değerlerimizi, Allah dostlarını ve şehitlerimizi incitecek cinsten olmamalı, Allah’ı, Allah’ın veli kullarını gücendirmemelidir.
3- Yeni bir yıla kavuşturan Allah’a şükür edilmeli, yeni bir yıla yığın yığın günahlarla değil, geçen yılların günahını affettirmek için tevbe istiğfarla girilmelidir.
4-Milli Piyango bileti, milli kumardır. Kumar gibi o da haramdır. Bu harama da el uzatılmamalı. Çünkü buna el uzatanın eli daha ahirete gitmeden yanıyor. Bu bileti alan kaybetse, bilete verdiği para gidiyor. Kazansa, gelen para, kazananın iki yakasını bir araya getirmiyor, tam tersi, iki dünyasını da cehennemleştiriyor. Yıl başı parasıyla abad olan görülmemiştir, hepsinin sonu berbat olmuştur.
5-Yılbaşı, Hz. İsa’nın (as) doğum yıl dönümü münasebetiyle Hıristiyanların kutladığı bir gelenekse, bizim bu kutlamalara katılmamız yine mümkün değildir. Çünkü bir peygamberin doğumu, Allah’ın rızasına aykırı unsurlarla kutlanmaz. Böylelerinden Hz. İsa (as) davacı olacaktır.
6-Elimizdeki nimetlerin kadr u kıymetini bilelim: Yüce Rabbimiz, bütün dinlerin ahlak ve ahkamını İslamiyet’te, bütün semavî kitapların ahkâm ve ahlakını Kur’an’da, bütün peygamberlerin özellik ve güzelliklerini de Peygamberimiz Hz. Muhammed’de (sav) toplamış, dinimizi kemale erdirmiş, bize olan nimetini tamamlamış, din olarak da sadece İslam’dan razı olacağını çok net bir şekilde açıklamıştır. [6]Bkz. Maide, 5/3
Bütün peygamberler dirilse, gelse onların da uyacakları tek şahsiyet Hz. Muhammed’dir (sav). O peygamberlerin sonudur ve sonuncusudur. Kemalin, cemalin zirvesindedir. Doğuluların-Batılıların ittifakıyla O, insanlığın son şansı ve kurtarıcısıdır.
Din, hayatın hayatı/ Hem nuru hem esası/ İhyay-ı dinle olur/ Şu milletin ihyası. [7]Sözler, Lemaat, 695.
Aşık Yunus neder dünyayı sensiz/ Sen hak peygambersin şeksiz-şüphesiz,
Sana uymayanlar gider imansız/ Adı güzel, kendi güzel Muhammed.(sav)
Bu duygu ve düşüncelerle, geçmişin muhasebesini ve geleceğin planını yaparak yeni yıla giren siz sevgili kardeşlerime Rabbimden rızasına uygun yaşayacağınız daha nice seneler, servetler, sıhhatler, saadetler, selametler diliyorum.